2021’in en çok beklenen Netflix dizilerinden The Witcher‘ın dün itibariyle 8 bölümlük 2. Sezonunu yayınlandı! Andrzej Sapkowski’nin aynı adlı roman serisinden uyarlanan yapımın 2. Sezonunu tek oturuşta izleyerek sizlere bu incelemeyi hazırlamak istedik. İşte karşınızda:
The Witcher 2. Sezon Konusu (Kısaca)
The Witcher‘ın 2. Sezonu 1. Sezonda tam da bıraktığımız yerden, şaşırma hakkı ile kaderleri birleşen Geralt ve Ciri ikilisinin karşılaşmasından sonrasını konu ediniyor. Yennefer’ın öldüğünü düşünen Geralt, Ciri’ye olabilecek en iyi güvenliği sağlamak adına Kaer Morhen yani Witcher kalesine götürmeye çalışıyor. Tabi bu yolculuk süresince Geralt kader ortağı Ciri’nin ne olduğunu, bir yaratık olup olmadığını da öğrenmeye çalışıyor.
Geralt ve Ciri ikilisi Kear Morhen’in yolunu tutmuşken bir diğer taraftan Nilfgaard’a rehine olarak düşen Yennefer’ın kaosunu kaybedip artık büyü yapamayışını görüyoruz. Tıpkı kızıymışçasına her yerde Yennefer’ı arayan Tissaia’ın aynı zamanda bir nevi iç savaş içerisinde olan konseyi dizginlemeye çalıştığını görüyoruz. Elflerin Nilfgaard’ın tarafına geçmesinden sonra insanlardan çektiği zulümleri görüyor, fakat Yennefer dahil kimsenin bu zulüme dur diyememesini de yine aynı sekansta izliyoruz. Topluluk kendi aralarında bu denli bir gerginlik yaşıyorken Yennefer kaos gücünü tekrardan alıp büyü yapabilmek için deathless mother yani ölümsüz anne için Ciri’yi kaçırmaya çalıştığını görüyoruz.
Geralt’ın Yennefer’ın yaşadığını öğrenmesinden hemen sonrasında da Yennefer, Ciri’yi oyuna getirip büyü gücünü kazabilmesi için bir yolculuğa çıkartıyor. Bu yolculukta Yennefer aslında Ciri’nin ne kadar güçlü ve özel olduğunu fark ederek yaptığı plandan vazgeçtiğini görüyoruz fakat bu süreçte Deathless Mother artık Ciri’nin ruhunu ele geçirdiği için Ciri istemeden de olsa Kear Morhen’de ki çoğu Wither’ı öldürüyor ve Kaos’un Kızı olarak bir çok gücünü sergiliyor.
Yennefer bu noktada kendini feda edip Deathless Mother’ı içine çekiyor sonrasında da Ciri’nin yardımıyla kendi dünyasına gönderiliyor. Yennefer’ın güçlerini tekrar kazanması ile de, Geralt ve Yennefer ikilisi kendilerini tamamen Ciri’ye adamak için bir diyalog gerçekleştiriyorlar. Ve tıpkı kitaplarda ki gibi de Yennefer’ın Ciri’ye büyüyü yönlendirme konusunda eğitim vereceğini öğreniyoruz.
The Witcher 2. Sezon Hakkında Düşüncelerim
Açık konuşmak gerekirse The Witcher hikayesi her zaman ilgimi çekmiştir. Fakat yapım 1. Sezonda yaptığı bazı hataları yine bu sezonda da yapmayı başardığı için hikaye gerçektende karmaşık ve anlaşılamaz bir hale bürünüyor. Bu hatalardan bana göre en önemlisi kesinlikle hikayenin anlatış şekli ve senaryoda ki acemilik. Yapım, bir kitap uyarlaması olarak bizlere sunuluyor fakat kitapları okuyamayanların anlamayacağı bir çok öge ile izleyenlerin kafasını fazlasıyla karıştırıyor.
Bu sezon hakkında değinmek istediğim bir diğer konu ise, zaman kavramı. Hatırlarsanız dizinin 1. Sezonunda hikaye zamansal olarak işlemesine rağmen izleyenine hikayeyi saçma ve karmaşık bir sırayla aktarılmıştı. Hatta bu konu bir hayli eleştirilmişti. Eleştiriler dikkate alınmış olsa ki bu sezonda hikaye gayet sırasıyla işlenmiş diyebilirim. Bu da ilk sezona oranla biraz daha az kafa yoran bir perspektif kazandırmış bizlere.
Genel olarak bakıldığında senaryo konusunda The Witcher dizisi her ne kadar kendini içerisine çeken, güzel bir hikayeye sahip olsa da bir uyarlama olarak sınıfta kalıyor diyebilirim. Kitapları okumadan diziyi izlendiği taktirde kafalar bir hayli karışıyor, izleyenini kendi içerisine çok da çekemiyor. Tabi bunlar benim kendi düşüncelerim. The Witcher’ın 2. Sezonu hakkında sizlerin de düşüncelerini yorumlara bekliyorum. Bir sonraki içeriğimizde görüşmek dileğiyle, sağlıcakla kalın…