Bugün karşınızda, bize göre Netflix‘in en iyi yapımlarından ve hatta Netflix’in En İyi Dizisi diye hitap edebileceğimiz The Queen’s Gambit var. Marvel‘ın Logan filminden tanıdığımız Scott Frank‘in senaristliğini yaptığı bu şahane yapım hakkında söylenebilecek çok fazla şey var. O yüzden fazla da uzatmadan hemen incelememize başlayalım…
İçindekiler
Kim Bu Beth Harmon?
Beth Harmon (Anya Taylor-Joy) annesini kaybettiği araba kazası sebebiyle yetimhaneye yerleştirilmiş yetim bir çocuktur. Yaşadığı travma sonrasında yetimhanenin bodrum katında karşılaştığı hademenin oynadığı oyun çok ilgisini çeker ve öğrenmek ister. Fakat Mr. Shaibel “hademe” başlarda Beth‘e oyunu öğretmek istemez çünkü dönemin şartları bir kadının bu tarz oyunları oynamasını yanlış görür.
Beth ve Mr. Shaibel arasında gerçekleşen diyaloglardan bir süre sonra Beth‘e oyunu öğretmeye başlar ve ne kadar yetenekli olduğunu görüp başka insanlarla da oynaması için liseden satranç kulübü öğretmenini çağırır. Beth‘in bu yeteneğini gören öğretmen daha sonrasında onu okulun en iyi öğrencilerine karşı oynatır ve Beth hepsini teker teker yener. Böylelikle Beth Harmon hikayesi yavaş yavaş başlar…
Bitmeyen Satranç Sevdası
Wheatley ailesinin Beth‘i evlatlık olarak yanlarına almasından sonra baş karakterimizin içerisinde çok büyük bir satranç sevdası başlar. Yetimhanede içtiği ve yavaş yavaş bağımlısı olmaya başladığı vitamin haplarından birisini Bayan Wheatley‘in kullanmasından sonra Beth‘de o ilaçlardan araklamaya başlar. Arakladığı ilaçları da sadece kendi kendine “zihninde” satranç oynamak için kullanır. Daha sonrasında da Beth o haplar olmadan kazanamam algısına bürünür.
Beth, satranç dergisinde gördüğü turnuvaya katılmak ister fakat parası olmadığı için Mr. Shaibel‘dan 5 dolar iste ve o da hemen gönderir ve turnuvaya katılır. Başta turnuvanın önde gelen isimlerinden Harry Beltik‘de olmak üzere Beth herkesi yener ve kendini tüm dünyaya yavaş yavaş tanıtır.
Dünyanın En İyi Satranç Oyuncusu Olma Çabaları
Beth kazandığı ilk turnuvadan sonra üvey annesi ile birlikte birçok turnuvaya katılırlar ve bu sayede hem kendini olabildiğince çok geliştirir hem de ününe ün katar. Fakat bir süre sonra bu galibiyet serisini dünyanın en iyi satranç oyuncusu olan Vasily Borgov‘a kaptırır. Aynı zamanda yaşadığı hezimetten sonra aynı gün üvey annesini yani bayan Wheatley ölür. Karakterimiz de üst üste yaşadığı bu problemlerden dolayı alkolik olmaya başlar.
Vasily Borgov‘dan sonra yaşadığı kayıp duygusu ile iyice kendini harap eden Beth, bir süre sonra arkadaşlarının desteği ve yaşadığı çeşitli olaylardan sonra Rusya’da bulunan bir başka satranç turnuvasına katılır. Tabi bu durumda Mr. Shaibel‘ın ölümünün de çok büyük bir katkısı olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Satranç Kralına Karşı Satranç Kraliçesi
Beth Harmon, tarihin gördüğü en iyi “kadın” satranç oyuncusuna karşı tarihin gördüğü en iyi satranç oyuncusu. Rusya’da yapılan satranç turnuvasından sonra Beth en çok korktuğu rakibi olan Vasily Borgov ile karşılaşma fırsatı buldu. Önüne gelen tüm rakiplerini yendikten sonra sıra Borgov‘a geldi ve onu da alt ederek Satranç’ın Kraliçesi ilan edildi.
Beth kazandığı bu büyük galibiyet den sonra Rusya’dan evine götürecek uçağa yürüyerek gitme kararı alıyor ve yaşlıların satranç oynadığı bir sokakta oldukça hoş bir şekilde karşılaşıyor. Daha sonrasında da bu yaşlılardan birisi ile “Mr. Shaibel’a çok benzettiğim birisi” satranç oynamaya başlar ve dizimiz burada final yapar.
The Queen’s Gambit Gerçek Bir Hikaye Değil
Diziyi izlerken bu hikayenin gerçek olduğundan emindim fakat yabancı kaynaklardan yaptığım araştırmaya göre aslında işin aslı öyle değilmiş. Dizi aslında 1983 yılında Walter Tevis‘in aynı adlı romanından bir uyarlamaymış. Ama tamamen değil. Walter‘ın The New York Times‘a verdiği bir röportaj sayesinde, Beth Harmon efsanesinin bir kısmının kendi deneyimleri sayesinde hikayeye eklendiğini bir kısmının da tamamen kurgu olduğunu öğreniyoruz.
Beth Harmon hikayesi yazıldığı dönemin şartlarını ele alındığında aslında “kadınlara bir hediye” olarak ifade edilmiş. Bunun sebebi de zaten tahmin ettiğimiz gibi kadınların o zamanlarda hor görülmesidir.
The Queen’s Gambit Hakkında Yorumlarım
Açık ve şahsi düşüncelerimi söylemem gerekirse, zaten başlıktan da gördüğünüz gibi The Queen’s Gambit “bana göre” Netflix‘in en iyi dizisidir. Karakter gelişimi olarak mükemmel bir yapıya sahip, hikayesi mükemmel bir yapıya sahip, kadro, oyunculuklar, müzikler, mekan tercihleri… Her şeyiyle oldukça mükemmel bir dizi izledim. Ve dizide gerçekten de hiçbir kusur bulamadım.
Eğer sizler de The Queen’s Gambit dizisini izlediyseniz, yorumlarda bizlere dizi hakkında ki düşüncelerinizi ve size göre en iyi Netflix dizisi olup olmadığını belirtirseniz seviniriz. Keyifli günler…
bence de en iyi netflix dizisi
Ben de gerçekten muhteşem buldum hiç gereksiz sahne yoktu , hikaye , müzikler , mekanlar her şey çok detaylı ve özenliydi bu aralar netflixteki en iyi dizilerdendi gerçekten
Dizi bencede çok güzeldi umarım netfilix böyle güzel diziler çıkarmaya devam eder
Dizinin her saniyesini zevk alarak izledim. Gerçekten güzeldi
Şahsen bir solukta izlemiştim ben, tavsiye ederim.