The 100 7. Sezon 1. Bölüm İncelemesi

Kass Morgan’ın aynı isimli kitabından uyarlanan The 100 dizisinin 7. sezonu geçtiğimiz günlerde başladı. Kitabını okuduktan sonra dizisi olduğunu öğrenmiş ve ilk defa alt yazılı dizi izlemeye başlamıştım o yüzden The 100’ün bende önemli bir yeri var.

7. sezona gelirsek her hafta cuma günü yayınlanarak 13. bölümüyle final yapacak. İlk sezon normal bir kıyamet sonrası gençlik dizisi olarak başlasa da her sezon kendini geliştirmeyi başarıyor ve bir sezonluk hikayeyi sürdürebiliyor. 4 kitap bulunmasına rağmen dizi 7 sezon sürüyor ve kitaplardan farklı bir yol çiziyor. Eğer izlemediyseniz biraz sabır gerektirse de izlemenizi öneririm. Bu kısımdan sonrası spoiler içerecek.

İlk bölüm beni çok heyecanlandıramadı malesef. Önceki sezonu unuttuğum için hikayeye girmekte zorlandım ve düşününce şu an o kadar çok grup var ki. Gabriel’in Çocukları, Wonkru, Diyoza’nın askerleri, hala Heda’ya inananlar… Dizi de bunu kabul ediyor ve kıyafetlerinden sözlerine, dövüş tekniklerinden fikirlerine bu farklılıkları bize doğrudan gösteriyor.

Sevenleri anlayabiliyorum fakat Clarke karakteri bana göre her sezon daha da kötüleşti. İlk bölümde de başında “artık barış olacak, şiddet yok” derken sonrasında sarayı yakıyor, Russell’ı dövüyor ve onu yarın sabah öldüreceğini söylüyor. Clarke’ı asla anlayamıyorum ve bence dizideki en dengesiz karakter. Zor kararlar vermek zorunda kaldı ama verdiği hiçbir kararı uygulamadı, hem de her sezon.

Gezegen değiştirmelerine, vücudunda bir yapay zeka taşımasına, bir halkın komutanı olmasına, 120 yıl uyumalarına ve yaşadıkları onca şeye rağmen nasıl hala Madi normal bir çocukluk yaşasın diye uğraşıyorlar? Ya da onu neden hala onu çocuk olarak görüyorlar? Madi dizideki zor kararlar alabilen ve aldığı kararı uygulayabilen bir karakter ve eğer Clarke olmasaydı çok daha geliştiğini görebilirdik.

Önceki sezonun son sahnesinde Anomali’den Diyoza’nın kızı Hope olduğunu düşündüğümüz bir kız çıkmıştı ve Octavia’yı bıçaklamıştı. Octavia kaybolurken Bellamy de Octavia diye bağırarak sezonu sonlandırmıştı. Yeni sezon da tam bu sahneden başlıyor. Bellamy Anomali’ye doğru sürükleniyor ve onu bölümde bir daha göremiyoruz. Echo, Gabriel ve Hope ise bölümün sonunda tekrardan Anomali’ye giriyorlar. Bu Anomali mevzusu geçen sezondan beri kuruluyordu ve bilgilerimiz kısıtlı. Sonraki bölümlerde Anomali’ye giren karakterlerimizi ve Anomali’nin aslında ne olduğunu izleyeceğiz gibi duruyor. Bellamy, Octavia ve Diyoza’yı bile görme ihtimalimiz var. Hope belli ki Octavia ve Diyoza tarafından büyütülmüş, “Bellamy’e güven” notunu da Octavia‘nın Anomali‘den çıkmadan önce yazdığını düşünüyorum.

Sheidheda‘yı tekrar görmemiz de sürpriz olmadı fakat Russell böyle mi ölmeliydi? Sheidheda bana sanki dizide önceden sevilen Heda konusunun bir şekilde tekrar işlenmesi için var gibi geliyor. Kendisinin ne yapabileceğinden emin değilim fakat zaten bir sürü ve çok karmaşık konumuz varken ve 13 bölümde bunların sonlandırılması gerekirken bir de tekrardan Heda mevzusunun açılması gereksiz.

Clarke ise bildiğimiz gibi insanları bir arada tutmaya ve barışı sağlamaya çalışıyor. Bu hikaye artık ilgimi çekmiyor o yüzden bazı kısımları geçtim. Eğer böyle bir konu işlenecekse 3. sezonda olduğu gibi yapılmalı. Düşününce o sezonu kurtaran karakter de Heda olduğu için ve Clarke Heda’nın yerini alabilecek nitelikte bir karakter olmadığı için biraz göz ardı edebiliriz.

Son olarak biz hala Bellamy ve Clarke’ın bir araya gelmesini beklerken ilk bölümde Clarke ve Flaimkepa arasında sanki bir ilişki olacağına dair detaylar eklemişler. Diğer bölümleri de izleyeceğim çünkü başta dediğim gibi The 100’ın bende ayrı bir yeri var.