Sindirella Kimdir? | Disney Prenseslerinin Lideri

Walt Disney en sevdiği prensesin Sindirella olduğunu açıklamıştı. Disney eski animasyonlarını tekrardan canlı bir şekilde bize izletirken Sindirella’yı da unutmadı.

Hikayesi

Bugünkü masalımız Sindirella olsun. Uzak bir diyarda zengin bir karı ve koca yaşarmış. Kadın çok hastaymış ve adam tüm doktorları eve çağırsa da karısını kurtaramamış. Tek kızına kendi başına bakmaya başlamış. Fakat işi yüzünden sürekli seyahat ediyormuş ve kızının evde tek başına kalmasından korkuyormuş. Kızının bir anneye ihtiyacı olduğunu düşünmüş ve kendisi gibi eşini kaybetmiş dul bir kadınla evlenmiş. Bu kadının adı Lady Tremaine’ymiş ve iki kızı Drizella ve Anastasia ile birlikte yeni evlerine taşınmışlar.

Babası tekrardan seyahate çıkması gerektiğinde Drizella ve Anastasia bir sürü eşya isterken kızı ilk bastığı gülü istemiş, böylece babası tüm seyahatinde bu gülü taşıyacak ve onu hatırlayacakmış. Babasının dönmesini beklerken üvey annesi kızdan odasını kendi kızlarına vermesini istemiş ve üvey annesini kırmak istemeyen kız artık küçük bir odada yatmaya başlamış. Kardeşlerinin isteklerini yerine getirmeye başlamış ve her gün çok yorulsa da babasını düşünerek uykuya dalıyormuş.

Bir gün çamaşır asmaya çıktığında babasının beraber seyahate çıktığı birkaç adamı görmüş. Babasını sorduğunda yolda hastalanarak öldüğünü öğrenmiş. Babasının cebindeki gülü kıza teslim etmişler ve gitmişler. Babasının öldüğünü öğrenince kız çok üzülmüş fakat üvey annesi para harcamamak için tüm hizmetçileri evden kovmuş ve tüm işler kıza kalmış. Üvey annesi ve kardeşleri kahvaltı ederken kendisi de şömineyi temizliyormuş ve ise bulandığını gören kardeşleri ona Külkedisi diyerek dalga geçmişler. Aradan zaman geçmiş ve Külkedisi evdeki her işe koşturuyormuş.

Bir gün yemek almaya gittiğinde sarayda Prensin gelecekti eşini bulmak için büyük bir balo verileceğini duymuş. Eve gelir gelmez üvey annesine söylemiş ve üvey annesi hemen kızları için elbiseler diktirmiş, hazırlıklar yaptırmış. Balo günü kardeşleri hazırlanmış ve Külkedisi de annesinin bir elbisesini giyerek baloya gidecekmiş fakat onu gören kardeşleri gülmüşler ve elbisesini yırtmışlar. Külkedisi onları yollamış ve ağlayarak bahçeye çıkmış. Biraz ağladıktan sonra yoksul olduğu belli olan bir kadının orada oturduğunu görmüş. Gözyaşlarını silerek onun yanına gitmiş. Kadın aç olduğunu söyleyince Külkedisi ona su ve ekmek getirmiş. Yaşlı kadın niye üzgün olduğunu sorunca Külkedisi ona baloya gidemediğini ancak üzüldüğü şeyin annesinin elbisesinin yırtılması olduğunu söylemiş.

Bunun üzerine kadın sihirli bir değnek çıkarmış ve yaşlı bir kadından bir periye dönüşmüş. Külkedisinden kuş fare ve balkabağı getirmesini istemiş. Külkedisi hemen dediğini yapmış. Perinin sihirli değneğiyle bir dokunuşu balkabağını güzel bir arabaya, fareleri bembeyaz atları ve kuşu da bir arabacıya çevirmiş. Külkedisinin yırtık elbisesi kocaman ve parıltılı bir hale gelmiş ve peri ona camdan ayakkabılar vermiş. Külkedisi üvey annesi ve kardeşlerinin orada olacağı söylemiş bunun üzerine peri bir sihir daha yaparak Külkedisini tanımamalarını sağlamış. Fakat sihir gece yarısına kadar geçerli olacakmış ve gece yarısına kadar Külkedisinin eve gelmiş olması gerekliymiş. Külkedisi söz vererek baloya gitmiş.

Prens genç kızlarla konuşurken içeri giren Külkedisinin güzelliğiyle büyülenmiş ve onu dansa kaldırmış. Prens tüm gece Külkedisiyle dans etmiş ve diğer kızlar da Külkedisinin kim olduğunu sormaya başlamış. Fakat dans ederken saatin nasıl geçtiğini anlamayan Külkedisi gece yarısına az vakit kaldığını hatırlamış ve koşarak balo salonundan çıkmış. Merdivenlerden inerken ayakkabısı ayağından çıkmış ve geri dönerek ayakkabısını giymiş. Tekrardan ayakkabısı çıkınca Prens’in peşinden geldiğini duymuş ve vakti olmadığını anlayarak ayakkabısını orada bırakarak arabaya girmiş. Tam gece yarısında evde olmuş. Prens ise ayakkabıyı bulmuş fakat aşık olduğu kızı görememiş.

Sonraki gün ayakkabı tüm ülkeyi gezmeye başlamış ve Prens aşık olduğu kızı arıyormuş. Fakat küçük ayakkabı hiçbir kızın ayağına uymuyormuş. Bir sürü kişi ayakkabıyı denedikten sonra sıra Külkedisinin evine gelmiş. Üvey annesi Külkedisini ses çıkartarak kendilerini rezil etmesin diye odasına kilitlemiş. Ayakkabının kendisine ait olduğunu söyleyemeyen Külkedisi Prens’i son kez görmek için camdan bakmaya başlamış. Prens eve gelmiş ve üvey kardeşleri ayakkabıyı giymeye çalışsa da olmamış. Prens evden çıkarken Külkedisi camdan şarkı söylemeye başlamış. Şarkıyı duyan Prens geri dönmüş ve evde bir kızın daha olup olmadığını sormuş. Üvey annesi hayır dese de Prens Külkedisinin odasına girmiş. Üvey kardeşleri alaycı bir şekilde onun hizmetçi olduğunu ve baloya bile gelmediğini söylese de Prens Külkedisinden ayakkabıyı denemesini istemiş. Cam ayakkabı Külkedisinin ayağına tam uymuş. Üvey annesi ve kardeşleri çok şaşırmışlar. Prens Külkedisini yanına alarak saraya götürmüş. Ve sonsuza kadar mutlu yaşamışlar.