Aşk 101 1. Sezon İncelemesi

Diziyi çıktığı an yani 24 Nisan’da hemen izledim ve tek oturuşta bitirdim. Netflix’in, Hakan: Muhafız ve Atiye dizisinden sonra 3. Türk yapımı dizisi: Aşk 101.

İzlemediyseniz şunu söyleyebilirim. Eğer gençlik dizilerini seviyor ya da kafanızı dağıtacak çerez bir dizi arıyorsanız, izlemenizi tavsiye ederim. Hakan: Muhafız’ın fragmanını sevmediğim için izlememiştim bile. Atiye’yi de birkaç günde ancak izleyebilmiştim. Fakat şunu diyebilirim ki, eğer bazı şeyleri anlayışla karşılayabilirseniz Aşk 101 kesinlikle diğer iki diziden de hem daha akıcı, hem daha eğlenceli, hem de daha başarılı. İlk bölümde “bu ne ya?” demeniz normal ama gençlik dizileri seviyorsanız izlemeye devam edin gerçekten güzelleşecek. Eğer gençlik dizisi sevmiyor ya da mantığı kenara bırakıp dizi izleyemiyorsanız, Netflix’in genel yapımları size hitap etmiyorsa bu dizi pek size göre değil.

Öncelikle ben fen lisesinde okuyan bir 10. Sınıf öğrencisiyim. Bu dizide de karakterler benimle aynı yaşta. İlk bölümde “biz nasıl aynı yaşıtız ya?” diye düşünmedim değil. Karakterlerimiz gerçekten farklı kişiliklere sahip. Her birini anlayabildim ve kişiliklerini görebildim. 1998 yılında geçtiği sonradan aklıma geldi fakat ben bir 1998 yılı göremedim dizide, günümüzde de geçseymiş bir fark yaratmazmış. Üzerinde çok düşünülmüş ve çok mantıklı bir plan yapan karakterlerimiz yollarına çıkan engelleri tek tek aşmaya çalışırken bir yandan da kendi dertleriyle uğraşıyor.

İlk bölümü sevmememin sebebi de olayı anlayamamış olmam fakat sonraki bölümlerde o ortama daha alışıyorsunuz ve “tamam, bu böyle, bakalım olay nereye gidecek” diye düşünüyorsunuz. Özellikle Atiye’nin ingilizce olduğu çok açık olan diyaloglarından sonra bu dizide daha içten ve gerçek diyaloglar var. Dizinin içine girebiliyorsunuz. Diyalog konusunda tek sıkıntı, Netflix’te küfür edebiliyorsunuz diye bu özgürlüğü fazla mı kullanmışlar acaba? Karakterlerden favorim kesinlikle Sinan ve onun hikayesine yoğunlaşmamız güzeldi. Sinan ve Işık çiftini çok sevdiğimi söylememe gerek yok bence.

Dizinin müzikleri demeyeceğim çünkü müzikler diziye ait değil sadece dizide kullanılmış. İyi ki de kullanılmış çünkü çok güzellerdi. Mert Yazıcıoğlu (Sinan), Kubilay Aka (Kerem), Alina Boz (Eda), Selahattin Paşalı (Osman), İpek Filiz Yazıcı (Işık) gerçekten geleceği parlak oyuncular ve oyuncularda da favorim Mert Yazıcıoğlu. Oyuncu ve karakter konularını geçiyorum yoksa sadece Mert Yazıcıoğlu’nu öveceğim.

Aslında hikayemiz öğretmenleri gitmesin ve onları kurtarsın diye onu başka bir öğretmene aşık etmeye çalışan öğrencileri konu alıyor. Ama izledikçe bu hikaye daha arka planda kalıyor ve daha çok öğrencilere ve onların hikayelerine odaklanıyoruz. Hikaye-karakter-oyuncu kimyaları bire bir tutuyor.

Dizideki sıkıntı bence dizinin konusunun ta kendisi. Rahatlıkla okulda bira içiyorlar, çakmak taşıyorlar, hocalara istediklerini söylüyorlar hatta hocaya bira getiriyorlar, hocanın evine gidip alem yapıyorlar. 1998 yılında bunlar disiplin suçu değil miydi? Ya da neden hocalar, öğrencileriyle beraber içiyorlar? Ayrıca arada bir senaryo gereği Işık’ın ailesinin konuya dahil olmasını saymazsak hiç kimsenin ailesi “neredesin bu saatte?” ya da “bu arkadaşların kim?” demiyor. Bu konular bana biraz mantıksız geldi.

20 yıl sonra buluşma fikri de güzeldi. Finalde ise son bölüm olduğunu fark etmediğim için sonraki bölüm tuşunu aradım. 2. sezon çıkınca kesinlikle izleyeceğim. Küçük ve sade bir hikayeyi güzel anlatmasıyla, akıcı olmasıyla, diyalog başarısıyla kesinlikle en iyi Netflix Türk yapımı diyebiliriz. Umarım daha güzel Netflix Türk yapımlarını görürüz.

Aşk 101 2. Sezonda Neler Olabilir? Yazımıza da bakmayı unutmayınız