Başarılı yazar Andrzej Sapkowski‘nin kaleme aldığı The Witcher: Son Dilek evrenin ilk kitabı olması özelliğini taşıyor. Bu incelemede spoiler bulunmamaktadır.Gönül rahatlığı ile okuyabilirsiniz. İsterseniz gelin yazıya başlayalım.
Andrzej Sapkowski Hakkında
Öncelikle kitabın yazarı ve The Witcher evreninin yaratıcısı Andrzej Sapkowski‘yi tanıyalım. Sapkowski bir Polonyalı fantastik roman yazarıdır. Aslında çok değerli ve büyük yazarlardan biridir. Sapkowski, Polonya’nın en prestijli ve büyük ödülü olan Gümüş madalya ödülünü de iki kere almıştır.
Kitabın İncelemesi
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu kitap ilk The Witcher oyununun 6 yıl sonrasını ele alıyor. Yani kitap başlangıcında Witcher oyunlarında gördüğünüz hiçbir karakter ile tanışmamış oluyorsunuz. Hepsi ile teker teker tanışıyorsunuz. Bu sayede karakterleri daha yakından tanıyabiliyorsunuz.
Aslında bakarsanız Witcher kitapları alışıla gelmiş fantastik edebiyat eserlerinden farklı. Witcher kitaplarında oradan oraya alev püskürten ejderhalar bulamazsınız veya birbirleri ile savaşan iki ırk bulamazsınız. Witcher kitapları daha çok herkesin kendi sorunları ile yüzleştiği bir evrende geçiyor. Sapkowski daha karanlık bir evren yaratmış. Karakterlerin hiçbirine bu iyi veya bu kötü diyemiyorsunuz her karakterin bir gri tonunu görüyorsunuz.
Karakterler onur ve iyilik peşinden koşmak yerine daha çok iktidar ve güç arayışında ki bu da evrendeki o karanlık ve gerçekçi atmosferi çok iyi bir şekilde koruyor. Bir kralın o bölgede otoritesi biraz sarsılınca hemen ona hain planlar hazırlayan insanlar bile bence bu gerçekçi ambiyansı betimlemeye yetiyor.
Kitap altı bölümden oluşuyor. Hepsi de kısa kısa bölümler ama o bölümleri size öyle altı dolu diyaloglar okuyorsunuz ki hikayenin içine dalıp gidiyorsunuz. Bu kitabı okurken gördüğünüz her karakter her minik bilgi kitabın başka bir yerinde illa ki karşınıza çıkıyor. Bu da evreni minik bilgiler ile daha iyi anlayabilmemizi sağlıyor.
Hikaye çok seri bir şekilde akıyor ve insanı hiç sıkmıyor. Witcherlar kitapta çok iyi bir şekilde anlatılıyor. Geralt‘ın yaşantısı ve duyguları çok iyi anlatılıyor. Geralt yeri geldiğinde gerçek bir Witcher olurken yeri geldiğinde onurlu bir savaşçı da olabiliyor.
Uzun Lafın Kısası
Son Dilek fantastik edebiyatı sevenler için gerçekten çok güzel bir kitap. The Witcher: Son Dilek ana evrene giriş için ve Geralt‘ı daha yakından tanımak için mükemmel bir öge ve ona kesinlikle bir şans vermelisiniz. Okuyun okutun sağlıcakla kalın.