The New Mutants Film İncelemesi

Her ertelenme haberinde kulaklarımızı kanatan The New Mutants, çıkmadan önce bile internette korsan olarak sızdırılmaya başladı. FOX‘un yapımcılığını üstlendiği X Men evreninin Disney‘e geçmeden önce 11 Eylül’de çıkacak son filmi  The New Mutants hakkında oldukça eleştiriye sahip bu yazı, bolca spoiler barındırıyor. Sonra demedi demeyin yani. Keyifli okumalar…

Filmin Konusu

Filmimiz Danielle Moonstar‘ın (Blu Hunt) ebeveynlerinin ölümünden hemen sonra çıkan kasırgada köyün dağılması ve köyde hayatta kalan tek kişinin o olduğunu öğrenmemizle başlıyor. Dr. Reyes, Dani‘nin uyandığını kameralarından görüp ona mutant olma ihtimali olduğunu ve eğer mutant değilse bulunduğu hücreden çıkabileceğini söylüyor. Kendisi mutantları iyileştirmek için değil, menfaatleri uğruna kullanmak için çabalayan Essex şirketi adına çalışan bir doktor.

Bulunduğu hücrede kendisi gibi dört genç mutant daha var. Bunlar;

• Rahne Sinclair (Maisie Williams) = Şekil değiştirme.
• Illyana Rasputin (Anya Taylor-Joy) = Gelişmiş teknolojiye sahip bir vücut.
• Sam Guthrie (Charlie Heaton) =  Enerji patlamaları oluşturma.
• Roberto da Costa (Henry Zaga) = Jonathan Storm misali ısı kaynağı.

Dani, Illyana Rasputin‘ın (Anya Taylor-Joy) tersine Rahne Sinclair (Maisie Williams) ile arkadaşlık kuruyor ve bu arkadaşlığı bir adım daha öteye taşıyıp hormanlarını konuşturuyorlar. Açıkçası böyle bir sahnenin geleceği de filmin ilk 20 dakikasından bile belliydi.

Filmin büyük bir kısmı Dani‘nin mutant özelliklerini keşfetmemiz ile geçiyor. İlerleyen dakikalarda ise Dani‘nin, insanların en büyük korkularını göz önüne çıkartan bir yeteneği olduğunu görüyoruz. Hatta Dr. Reyes‘in şirketten aldığı “yok etme” ihbarından sonra Dani için “Şu zamana kadar gördüğümüz en güçlü mutant sensin” diyor ki gerçekten de öyle, gücü hafife alınacak bir biçimde değil.

Rahne, Illyana, Sam, Roberto dörtlüsü birleşip Dr. Reyes‘dan Dani‘yi kurtarmaya çalışıyorlar fakat Dani istemeden en büyük korkusunu getiriyor.

Dani filmin başında bizlere babasının anlattığı bir hikayeden bahsediyor. Korkuları ne kadar fazla olursa o kadar büyük, ne kadar az olur ise o kadar küçük bir ayısı oluyormuş. Ve görüyor ki Dani‘nin en büyük korkusu, korkusu fazla olduğu için büyüyen devasa bir sihirli yaratık. Yani Dani‘nin korkusu, korkunun ta kendisi. Çok bilgece değil mi?

Karakterlerimiz birleşip bu büyük ayıyı yok etmeye çalışırken Dani, bir anda kalkıp korkusunu yeniyor ve ayıyı bildiğimiz kediye dönüştürüyor. Bu durumda korkusuz oldu diyebiliriz sanırım.

Düşüncelerim

Aslına bakarsanız bu film için kesinlikle bir beklenti içerisine girilmemeli. Filmin büyük bir çoğunluğu çekildikten sonra bile çoğu sahnenin yeniden çekilmesi gibi olaylar yaşandığında The New Mutans benim için zaten bitmişti.

Fragmanlar bizlere abartılacak kadar fazla şey vermese de açıkçası 1 saat 34 dakikanın tamamını bir hücrede geçeceğini düşünmüyordum. Sanki bir ergen filmi izliyormuş gibi filmi izledim ve pek beğendiğimi söyleyemem.

Filmin çoğunluğunun görsel efektlerden oluştuğunu düşünürsek biraz buna değinmek istiyorum. Filmin görsel efektleri ile ilgilenen Method Studios‘u hepinizin bildiğini düşünüyorum. Bilmeyenler için Avengers: Infinity War‘ın da yer aldığı birçok Marvel filminin ve çoğu Warner Bros. filmlerinin de görsel efektleriyle bu şirket ilgileniyor.

Açıkçası işleyişe oranla görsel efektlerin çok daha iyi olduğunu ve hatta filmin en iyi yönünün sadece görsel efektler olduğunu düşünüyorum. COVİD-19 vakalarının arttığı şu günlerde özel olarak The New Mutans izlenmeli mi diye soracak olursanız kesinlikle gitmenizi önermem.

Sizlerin de film hakkındaki düşüncelerini merak ediyor ve yorumlara bekliyorum.