Netflix‘in yeni Türk yapımı Cici filmi bugünün inceleme konusu olarak sizlerin karşısında! Berkun Oya’nın yazıp yönettiği film hakkındaki düşüncelerimizi sizlere sunuyoruz. Keyifli okumalar…
Cici Film İncelemesi
Başlamazsam! Ne diyorsun? Sıkarım suyu mu diyorsun?
Filmi izlemiş olanların çok iyi bildiği bir alt metin bu aslında. Her şeyin belki de serim , düğüm ve çözüm kısmı, aslında pek de çözümü olan bir yapım değil gibi ama neyse…
Film anladığımız kadarıyla orta Anadolu’da Ankara’ya belki 2-3 saatlik mesafesi olan bir yerde başlıyor. Bekir ve Havva’nın pek de huzurlu olmadığını bildiğimiz aslında hiçbir şeyin konuşulmadığı ve her zaman üzeri örtüldüğü tipik bir Anadolu aile evindeyiz.
Kadir, Saliha ve Yusuf olmak üzere 3 çocukları olan Havva ve Bekir’in pek mutlu bir evlilikleri yok, belli ki zoraki, kadere mahkum ve daha çok kabullenme odaklı bir evlilik, tabi Bekir kendini diğer Anadolu erkeklerinden şu sözlerle ayırıyor ve üst bir rafa koyuyor: ‘Yat, kalk dua et , bir günden bir güne sana bir fiske bile vurmadım, benim yerimde başkası olsaydı… ‘diğer evliliklerde içerisinde bulunduğumuz aile şekillerinin de tipik bir modellemesi diyebiliriz Bekir’in sözleri için. Tabi bu sözler Havva’nın kendi içinde yaşadıklarını pek de bastırmıyor, aksine harlıyor. Bir de Bekir’in kendi oğlu Kadir’e belki de genetik olarak miras bırakacağı bir sinema merakı var, bu hikâyenin kendi içerisinde kırılma yaşamasına da sebebiyet veriyor diyebiliriz.
Bağımsız sinemaya kendince atıflar göndermeye çalışan Cici, bağımsız sinema ve NBC filmlerinde olduğu gibi her şeyi biraz sessizce ve minimal hareketlerle anlamamızı istiyor. Bekir’in evine getirdiği öksüz ve yetim Cemil ise aslında belki de bu hikâyenin en dokunaklı ve en has kısmı diyebiliriz. Cemil’i sigaraya başlatan da bıraktıran sebeplere de izleyince hak veriyorsunuz , bir de üstüne öyle bir yanık sesi var ki (tabi bunda oynayan Olgun Şimşek’in içli içli söylemesinin etkisi büyük), hikaye Bekir ‘in talihsiz ve zamansız ölümü ile birlikte bir zaman atlaması yaşıyor ve biz babasının kamerasını çalarak gizli gizli yönetmen olmak isteyen ve bunun yüzünden de babasıyla talihsiz bir şekilde sessiz bir çatışmaya tutulan Kadir’i emellerini gerçekleştirmiş bir şekilde yönetmen olmuş olarak açarız geleceğe olan kadrajımızı.
Kadir geçmişin travmalarını hafızasından pek de kazıyamamış ki yıllar sonra köyüne geri dönüp kendi yaşadıklarını yeniden ve yeniden sahnelemeye çalışır. Aslında kendi terapisini kendi kendine yapan biri Kadir, onunla beraber, evin büyük kızı, geçmişine bir sünger çeken ve hatırlamak istemeyen Saliha ve aslında doğru düzgün hiçbir şeyi hatırlamadığı için ne hafızaya ne de geçmişin kalıntılarına pek de saygı duymayan Yusuf’u görürüz. Tabi bir de hafıza ve hatıra ikileminin içerisinden hiç sıyrılamamış Havva’yı ve onun sırtına şahitlik ederiz.
Kendi içerisinde büyük bir sürprizle noktalanırken, filmin en eleştirel kısmı da aslında bu sürprizin ve yaratacağı etkinin nedenlerinin o kadar sağlam olmaması. Film bir noktaya kadar etkileyici bir aile tasviri ile giderken, 3 çocuğun ve geride bıraktıkları Cemil’in yaşantılarına, üzüntülerine, hafızalarında yer edinen travmalarına şahit oluyorsunuz. Ama yaşanan olaylara ve bazı şaşırtıcı sürpriz ve de aksiyonlara sebep olacak o büyük motivasyonun, aslında o kadar da büyük olmadığını fark ediyorsunuz kendi içinizde. Aslında bu biraz size başlangıçta vaatte bulunan bir sürprizin o kadar da büyük çıkmaması gibi bir durum, kendi kendinize ‘eee sebep? ‘derken buluyorsunuz.
Cici film yorumlarımıza devam ediyoruz. Filmin dokusu ve kurgusu harika bunu söylemeden geçemeyeceğim. Hatta işin büyük bir bölümü kurgu da güzelleşmiş diyebilirim. Oyunculuklar mükemmel özellikle Olgun Şimşek’ i gördüğünüz o enfes zamanların tadını çıkarmanızı teklif ediyorum size, tabi bir de girdiği her işte harikalar yaratan Nur Sürer var ki, kadrajda gördüğünüz anda gözünüz gönlünüz şenleniyor , bir oyunculuk harikası seyrediyorsunuz, hatta filmin en renkli yanlarından biri diyebiliriz kendisi için. Ama hikâyenin eksik ve yavan kalan bir kısmı var diyebilirim.
Yine de şunu söylemek mümkün, sen bir harikasın Berkun Oya, her ne kadar bir süreden sonra acaba kendini mi tekrar ediyor diye düşünseniz de , şunu diyebiliyorsunuz böyle tekrara can kurban , Türkiye içerisinde bir çok dijital yapının bir türlü veremediği keyfi verebildiği için kendisine teşekkür etmek lazım. Cici kesinlikle izlemenizi tavsiye ettiğim ama çok büyük bir beklentiye girip de kendinizi üzmemenizi önerdiğim yapımlardan, tabi ki biliyorum ki Berkun Oya’dan Masum ve Bir Başkadır gibi yine harikulade yapımlar izleyeceğiz
Cici Film Eleştirisini burada sonlandırıyoruz. Sizler de film hakkındaki yorumlarınızı yorumlar kısmından bizlerle paylaşabilirsiniz. Bir sonraki incelememizde görüşmek üzere, sağlıcakla kalın!